24 Eylül 2007 Pazartesi

İslam Dinine Hizmet-2

Eğer yabancı bir dil biliyorsanız, yapabileceğiniz çok şey var:


- Harun Yahya’nın eserlerinin başka dillere çevrilmelerinde yardımcı olabilir, bunun için sitemizle bağlantı kurabilirsiniz.

- Kitapların çevirisini yapmak için mutlaka İngilizce, Fransızca, Almanca gibi çok yaygın diller bilmenize gerek yok. Az sayıda kişi tarafından konuşulan, çok yaygın olmayan ve Latin alfabesi kullanılmayan dillerde de çeviri yapabilirsiniz.

- Eğer tek bir kitabı çevirmek için vaktiniz olmadığını düşünüyorsanız, yazarın makelelerinin, belgesel filmlerinin, sesli anlatımlarının, internet sitelerinin çevirilerini yapabilirsiniz. Ya da kitaplardan bölümleri çevirip makale haline getirebilirsiniz. Bir diğer seçenek olarak da 4-5 arkadaşınızla biraraya gelip, onlarla birlikte bir kitap çevirebilirsiniz.

- Eğer kendiniz bir dil bilmiyorsanız, yakınlarınızdan, tanıdıklarınızdan çevirmenler bulabilir, bu kişilerin sitemiz ile bağlantıya geçmelerini sağlayabilirsiniz.

- www.harunyahya.com sitesinden çok farklı dillerdeki sitelere geçişler bulunmaktadır. Bu sitelerde Harun Yahya’nın farklı dillerdeki eserlerinin ve makalelerinin çevirileri bulunmaktadır. Siz de bildiğiniz dili kullanarak bu siteleri okuyup, inceleyerek hataları, eksiklikleri tespit edebilir, daha sonra da düzeltilmesi için sitemize e-mail ile ulaştırabilirsiniz.

- Yabancı dillere çevrilmiş eserlerin yurtdışında basımını ve dağıtımını yapabilecek kişi ve kuruluşlar bulunmasında yardımcı olabilirsiniz.

- Eğer yabancı ülkelerde tanıdıklarınız varsa ya da ülkemizde yaşayan yabancılarla bağlantı içindeyseniz, çevirisi bitmiş kitaplar için gönüllü editörler bulunmasında yardımcı olabilirsiniz.


Eğer öğrenci iseniz;

- Okul servislerinde vaktin daha iyi geçmesi için İslam ahlakının ya da Kuran mucizelerinin anlatıldığı ses kasetlerinin dinlenilmesini teşvik edebilirsiniz. Ya da siz çevrenizdeki kişilerin dikkatini çekecek iman hakikatlerini okuyup, ertesi gün servisinizde anlatabilirsiniz.

- Konusu sizin isteğinize bırakılan ödevlerde Harun Yahya eserlerinden bilimsel ödevler hazırlayabilir, böylece yararlı bir çalışma yapabilirsiniz.

- Boş vakitlerinizde evinizde arkadaşlarınızı toplayıp, Harun Yahya’nın eserlerinden hazırlanan belgeselleri izleyebilirsiniz.

- Tenefüs aralarında arkadaşlarınıza Harun Yahya kitaplarından öğrendiğiniz iman hakikatlerini anlatabilirsiniz. Hatta bunu sürekli bir uygulama haline getirebilirsiniz. Herkes evinde 5 iman hakikati öğrenir, ertesi gün gelip birbirine anlatır. Bu şekilde 5 kişi birbirine anlatsa, herkes günde 25 tane iman hakikati öğrenir. Böylece kısa sürede kendinizi çok geliştirebilir, İslam ahlakını anlatırken faydalanabileceğiniz çok güzel bir bilgi dağarcığı oluşturabilirsiniz.

- İslam dinine daha iyi hizmet edebilmek için kendinizi her yönden sürekli geliştirebilirsiniz. Kitap okuyup, bilgisayar kullanmayı, internette araştırma yapmayı, internet sitesi hazırlamayı öğrenebilirsiniz. Yabancı dilinizi geliştirip, kültürünüzü sürekli artırabilirsiniz. Böylece İslam dininin yaygınlaşması için çok değerli çalışmalar yapabilirsiniz.

- Arkadaşlarınıza okuduğunuz bir Harun Yahya kitabını hediye edebilir, ancak okuduktan sonra mutlaka başka bir kişiye daha vermesini tembihleyebilirsiniz.

- Okulda duvar panosu-gazetesi hazırlayabilir, bu panoya her hafta yeni düşündürücü iman hakikatleri, Kuran mucizeleri, güzel ahlak örnekleri yazabilirsiniz.

- Tüm arkadaşlarınıza Harun Yahya'nın eserlerinden hazırlanan internet sitelerini tavsiye edebilir, bu sitelere üye olunmasını teşvik edebilirsiniz.



Ev hanımı iseniz;

- Komşularınızı ve arkadaşlarınızı sohbet etmek için eve çağırdığınızda belgesel izlettirebilir, İslam ahlakını ya da Allah'ın yaratma sanatını anlatan kitaplardan öğrendiklerinizi onlara anlatabilirsiniz.

- Çocuklarınıza İslam ahlakını, Allah’ın evrendeki yaratış delillerini Harun Yahya’nın çocuklar için hazırlanmış eserlerinden faydalanarak anlatabilirsiniz. Onlara Harun Yahya belgesellerini izlettirebilir, çocuk kitapları ile öğrenirken aynı zamanda eğlenmelerini de sağlayabilirsiniz. Çocukların bu ahlakla yetiştirilmeleri, onların ilerleyen yaşlarında milli ve manevi değerlerine bağlı, hayırlı kimseler olmalarına vesile olabilir.

- Eğer çocuklarınızın yaşları küçük ise çocuk kitaplarından alıp onlara geceleri uykudan önce birkaç sayfa okuyabilirsiniz. Onlara uyumadan önce Allah’ı tesbih etmelerini ve O'na dua etmelerini hatırlatıp teşvik edebilirsiniz.

- Çocuklarınızı kötü akımlardan ve zararlı gruplardan korumak için onları bilgilendirmelisiniz. Harun Yahya'nın Satanizm Tehlikesi gibi zararlı akımları anlatan eserleri öncelikle okumalarını sağlayarak bu tehlikenin ne olduğunu anlamalarını sağlayabilirsiniz.

- Çocuklarınıza ve arkadaşlarına iman hakikatlerini, İslam ahlakını, peygamberlerin hayatlarını anlatan belgeselleri izleyebilecekleri ortamlar hazırlayabilirsiniz. Hafta sonları çay saati yapıp, güzel yiyecekler hazırlayıp, belgeselleri izlettirebilirsiniz.

- Evinizde bilgisayar varsa ve internete girme imkanınız varsa, evinize gelenlere İslam ahlakının, Kuran mucizelerinin ve Allah’ın yaratış delillerinin anlatıldığı internet sitelerini, kitapları vs gösterebilirsiniz.

- Tanıdığınız yaşlı kimselere, onlarla yaşayan anneanne, babaanne veya dedelere İslam ahlakını anlatan ses kasetlerini dinleyecekleri ortamlar oluşturabilirsiniz.

- Evinizde bir kütüphane oluşturup, Harun Yahya külliyatını sergileyebilir, misafirlerinize kitapları gösterip incelemelerini sağlayabilirsiniz.

- Yakınınızdaki okulların kütüphanelerine okuduğunuz kitapları ve belgeselleri hediye edebilirsiniz.

- Yakınınızdaki yaşlılar yurduna, çocuk esirgeme kurumlarına gidip kitap okuyabilir, film izlettirebilirsiniz. Birkaç saatinizi böyle bir hizmete ayırarak onlarca insanı Allah’ı düşünmeye teşvik edebilirsiniz.

- Evde israf olmamasına dikkat edip, paranın boşa harcanmamasını sağlayabilirsiniz. Gereksiz harcamalardan kaçınırsınız, tasarrufunuzla İslam ahlakının anlatıldığı kitaplar ve dergiler alabilirsiniz.

- Yemek yaparken Harun Yahya’nın kitaplarının ses kasetlerini dinleyebilir, sonra onları arkadaşlarınıza anlatır, dinlemeleri için onlara verebilirsiniz.

- Özel günlerde hediye alırken, çocuk veya yetişkin her yaştan insana uygun kitaplar veya VCD'ler, ses kasetleri tercih edebilirsiniz. Bu hediyeler sayesinde yakınlarınızın, dostlarınızın Allah’a imanlarının güçlenmelerine vesile olabilirsiniz.

- Tanıdıklarınıza misafirliğe giderken çiçek, kek vs. yerine kitap alabilirsiniz. Bu alışkanlığın mantığını tüm arkadaşlarınıza ve yakınlarınıza da anlatır, aynısını onların da uygulamalarını sağlayabilirsiniz.

- Harun Yahya’nın makalelerinin çıktığı gazeteleri elden ele dolaştırarak, çok fazla kişinin okumasını teşvik edebiliriz.



14 Eylül 2007 Cuma

İslam Dinine Hizmet-1



Tüm insanlar arasında Kuran ahlakının yaygınlaşması için çaba harcamak iman ve vicdan sahibi tüm insanların sorumluluğudur. Allah Kuran'ın "Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran Suresi, 104) ayetiyle bu yükümlülüklerini insanlara bildirmiştir. Bir başka ayette ise Allah tüm inananlara "...Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah'adır..." (Maide Suresi, 48) şeklinde buyurmuştur. Bu nedenle her insan elindeki imkanlar ölçüsünde insanları hayra çağırmaya, Kuran ahlakının tebliğ edilmesine destek olmaya çalışmalıdır.



Bunun için bir kimsenin maddi imkanları yeterli olmayabilir; böyle bir çalışmaya çok büyük bir zaman ayırmaya imkanı olmayabilir. Ama vicdanını kullanan insan, elindeki imkanlar ölçüsünde mutlaka yapabileceği bir şeyler bulabilir. Belki kitap bastırıp insanlara dağıtamayabilir; insanlara Kuran ahlakını tanıtıcı belgeseller üretemeyebilir; İslam'ı tanıtıcı siteler hazırlayamayabilir. Böyle bir durumda kişinin yapabileceği, başkalarının büyük bir gayretle yaptığı faydalı çalışmaları yaymak olabilir.

İşte bu noktada Harun Yahya eserleri vicdan sahibi insanlar için büyük bir kaynaktır. Hiçbir ticari kaygı ve maddi çıkar amacı gütmeden, yalnızca Allah rızası için, büyük bir özveri ile hazırlanmış bu eserleri başkalarına tavsiye etmek, bu eserleri insanların satın almalarını, imkanı olmayanların da satın alamasalar dahi internetten okumalarını sağlamak büyük bir hizmettir. Bu şekilde tek bir kişi yüzlerce arkadaşını kitap ve makaleleri okumaya, belgeselleri seyretmeye, sesli anlatımları dinlemeye yöneltebilir. Bu arkadaşlarından her biri de yine aynı şekilde yüzlerce kişiyi teşvik etmiş olsa, Kuran ahlakı bu kitaplar vesilesiyle çok kısa zamanda çok sayıda insana ulaşmış olacaktır.


Bu kişilerden her biri evine gelen misafirlere, iş yerine gelen müşterilerine, okuldaki arkadaşlarına, üye olduğu dernek üyelerine bu kitapları tavsiye edebilir. Dergi çıkarıyorsa bu dergide, TV kanallarıyla bir bağlantısı varsa TV programlarında Harun Yahya eserlerinin tanıtımını yapıp insanları bunları okumaya, izlemeye ve dinlemeye teşvik edebilir. Bu eserlerin daha geniş kitlerere ulaşabilmesi ve Kuran ahlakının insanlar arasında yaygınlaşması için neler yapılabileceği konusunda yeni fikirler geliştirip bizlere ulaştırabilir. Bunun için yapacağı, bilgisayarındaki tek bir tuşa basarak bir mesaj yollamaktan ibarettir. Bunun dışında ayrıca yine tek bir tuşa basarak çevresindeki insanlara internet sitelerinin, kitapların ve diğer çalışmaların tanıtımını yapabilir.




Görüldüğü gibi gerçekten kendi üzerine düşen tebliğ görevini yerine getirmek isteyen ve buna yol arayan kimseler için yapılabilecek çok fazla şey vardır. Önemli olan kişinin, bu konuda aklını ve vicdanını samimiyetle kullanmasıdır. Allah Kuran ayetlerinde bu gerçeği insanlara bildirmiştir:

Şüphesiz, bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir. (Müzzemmil Suresi, 19)

… Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; (Talak Suresi, 2)






Bu nedenle Kuran ahlakının tebliğ edilmesi için yapılan çalışmaları sadece takdir etmek, fakat bu yönde bir çaba harcamamak iman eden bir kimsenin vicdan anlayışına uygun değildir. Allah ahirette insanı böyle bir tavırdan dolayı sorumlu tutabilir. Özellikle de Filistin, Çeçenistan, Doğu Türkistan gibi dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanların büyük baskı altında olduğu böyle bir dönemde iman edenlerin birbirlerine destek olmaları çok büyük önem kazanmaktadır. Böyle bir durum, kısıtlı olan zamanı çok daha iyi kullanmayı ve durmaksızın Kuran ahlakının yayılmasına destek olacak çalışmalar yapmayı gerektirmektedir. Küçük büyük demeden ihlasla yapılan tüm çabaların biraraya getirilmesi, Allah'ın yardımıyla inşaAllah güzel ahlakın tüm insanlar arasında yaygınlaşmasına vesile olacaktır. Bu, aynı zamanda da Allah'ın tüm Müslümanlar üzerine yüklediği bir sorumluluktur. Kuran'da Allah'ın bu emri şöyle bildirilmiştir:

Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çaba harcayanları sever. (Saff Suresi, 4)


daha detaylı bilgi için : http://www.islamahizmet.com/

7 Eylül 2007 Cuma

Müslüman Kadın Duygusal Bir Kişilik Göstermez



Duygusallık, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda olumsuz bir tavır olarak algılanmaz. Hatta duygusallığın aslında her insanın karakterinde az çok olması gereken önemli bir özellik olduğuna inanılır. Bu düşünceye göre duygusallığın neden olduğu tavırlar, yaşanması gereken insani duygulardır. Bu nedenle duygusallıktan kaynaklanan 'alınma, yakınma, darılma, ağlama, içine kapanma, durgunluk, kıskançlık, kızgınlık' gibi tavır bozukluklarının, 'insanın içinden gelen duygular' olduğunu öne sürerek olabildiğince teşvik ederler.


Oysa bu düşünce tümüyle yanlıştır. Özellikle de cahiliye toplumlarında yaşanan kadın karakterinde görülen duygusallık, insanın zayıf bir kişilik göstermesine neden olur. Kişi olaylar karşısında duygularının kendisini yönlendirdiği şekilde hareket ettiği için akılcılıktan büyük ölçüde uzaklaşır. Mantıklı ve doğru düşünemeyecek, isabetli çıkarımlar yapamayacak hale gelir.


Müslüman kadın, tüm hayatını ve kişiliğini Kuran'a göre belirlemesi sebebiyle, nefsin bu özelliği ve ona karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiği konusunda en doğru bilgilere sahiptir. Duygusallığın, insanın aklını perdelediğini, doğru düşünebilmesini, gerçekleri olduğu gibi görebilmesini engellediğini, insanı zayıf, dirençsiz ve güçsüz hale getirdiğini bilir. Ayrıca cahiliye ahlakının getirdiği kadın karakteriyle özdeşleşen duygulanmak, üzüntüye kapılmak, ağlamak, söylenmek, öfkelenmek, kıskançlığa kapılmak, içine kapanmak gibi tavırların, iman sahibi bir insanın karakteriyle bağdaşmayacak özellikler olduğunun da şuurundadır. Çünkü tüm bu tavırlar, Allah'ın beğenmediği ve sakınılması gereken davranışlardır. Bu olumsuz tavırların her biri, insanın temeldeki bazı inanç bozukluklarından ve birtakım gerçeklerin yeteri kadar şuuruna varamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kolaylıkla hüzne kapılan, ağlayan, öfkesine yenik düşen, kıskançlığa kapılan, durgunlaşıp sessizleşen, içlerine kapanan insanlar, Allah'ın gücünün, herşeyi hayır, hikmet ve adaletle yarattığının, istediği an istediği herşeyi gerçekleştirebileceğinin, insanların dualarına karşılık vereceğinin bilincinde değillerdir. Olaylar karşısındaki tüm üzüntüleri, öfkeleri, kıskançlıkları hep bu bakış açısındaki yanlışlıklardan ve inanç bozukluklarından kaynaklanmaktadır.


Allah'a gönülden bir bağlılık, içten bir teslimiyet, her olayın Allah'ın kontrolünde olduğunu bilerek, herşeyi hayır gözüyle değerlendirmek, insanın duygularına kapılıp olumsuz tavırlarda bulunmasını engeller. Müslüman bir kadın Allah'a olan güçlü sevgisi ve derin Allah korkusu nedeniyle duygusallığın neden olduğu tüm tavır bozukluklarından titizlikle sakınır. Müslüman kadın, Allah'ın "Ve onlar: "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir." (Furkan Suresi, 74) ayetiyle bildirdiği şekilde, tüm tavırlarıyla, kişiliğiyle, yüksek ahlakıyla insanlara örnek olmayı hedefleyen bir insandır. Bu da ona hiçbir olay karşısında yıkılmayan güçlü bir kişilik kazandırır.



Mümin kadınlar, özellikle kadın ahlakında yaygın olarak görülen bu tavırdan sakınıp güçlü bir kişilik sergilemenin, bu karakteri benimseyen kadınlar için güzel bir örnek olacağını bilir, bu şuur ve sorumluluk bilinciyle hareket ederler. Allah'ın "... Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır." (Haşr Suresi, 9) ayetiyle bildirdiği gibi, nefislerini kötülüklerden arındırdıkları için dünyada ve ahirette nimete, huzura kavuşur ve mutluluğu en güzel şekilde yaşarlar. Duygusallığın insanlara yaşattığı tüm sıkıntılardan, üzüntülerden uzak kalmış olurlar.

6 Eylül 2007 Perşembe

Müslüman Kadın İffetli ve Onurludur



Allah, "Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle, insanlara çok önemli bir bilgi vermiştir: kimi insanların büyük önem verdikleri, tüm hayatlarını uğruna adadıkları ve elde etmeye çalıştıkları dünyevi değerlerin hepsi geçici güzelliklerdir. Asıl değerli ve kalıcı olan ise, insanların sahip oldukları manevi değerler ve tüm bunlarda gösterdikleri sürekliliktir. Ancak bu gerçeği göz ardı eden kimi insanlar, gerçek değerin, onur ve saygınlığın; zenginlik, itibar, mal mülk sahibi olmak gibi unsurlarda olduğunu sanarak, bunların peşinde koşabilmektedirler. Aynı şekilde çevrelerindeki insanları da bu ölçülere göre değerlendirip, onlara da, sahip oldukları bu maddi özelliklere göre saygı, sevgi ve hayranlık duyabilmektedirler.




Oysa tüm bunlar Allah'ın insanların kullanımına verdiği nimetlerdir; ancak insanları hem Allah Katında hem de dünya hayatında değerli ve üstün kılan özellikler ise çok daha farklıdır. Onur, iffet ve vakar, bunların başlıcalarındandır. Bu kavramlar, müminin takvasını ortaya koyması dolayısıyla, bir insana değer ve anlam kazandıran, gerçek anlamda saygı ve sevgi uyandıran özelliklerdir. Dünyanın en zengin, en güzel ya da en üst makamına sahip insanı olunsa dahi, bunların hiçbiri kişiye iffetli, vakarlı ve onurlu bir insanın asaletini ve üstünlüğünü kazandıramaz. Bu özelliklere sahip olan insanın doğal bir heybeti ve güzelliği, doğal bir ruh derinliği vardır. Allah, "Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi 'onurlu-üstün' bir makama sokarız." (Nisa Suresi, 31) ayetiyle, onuru, Kuran ahlakını yaşamada samimi bir çaba gösteren, Kendisi'nden gereği gibi korkup sakınan kimselere vereceğini bildirmiştir. Bir başka ayette ise Allah, gerçek onuru Kuran ahlakını yaşayan insanlara vereceğini şöyle bildirmiştir:


Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat artırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (Hadid Suresi, 18)



Gerçek onur, insanın sahip olduğu Allah korkusu ve ahiret inancı nedeniyle, küçük insanlarla küçülmemesini, basit davranışlara, küçük çıkarlar elde etmek için küçük sahtekarlıklara, yalana, ikiyüzlülüğe tenezzül etmemesidir. İnsanların cahilce tavırlarına olgun davranışlarla ve güzel ahlakla karşılık vermesidir. Mümin kadın da Allah'a olan derin imanı ve korkusu nedeniyle, onurlu ve vakarlı bir kişilik sergiler. Kuran ahlakına uygun bir tavır sergilemenin insanı daima üstün konuma getireceğini bilerek, Allah'ın beğendiği tevazulu ve teslimiyetli ahlakından hiçbir zaman taviz vermez.



Allah Kuran'ın pek çok ayetiyle iffetin önemine ve kadına kazandırdığı değere de dikkat çekmiştir. Allah, tüm alemlerin kadınlarına Hz. Meryem'in ahlakını ve iffetini örnek verdiğini bildirerek, bu özelliğin insana kazandırdığı üstünlüğü hatırlatmıştır:

Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin
kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran Suresi, 42)




Allah Kuran'ın diğer ayetlerinde ise iffetin mümin kadının önemli bir belirleyici özelliği olduğunu şöyle hatırlatmaktadır:


İçinizden özgür mümin kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın... (Nisa Suresi, 25)

... Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5)



Bir başka ayette ise Allah, iffetin önemini "... onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur..." (Ahzab Suresi, 59) ifadesiyle bildirmiştir. İffet bir kadına saygınlık ve onur kazandırmakta ve onun toplum içerisinde eziyet görmesini engellemektedir.





Mümin kadınlar, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tüm sınırlara en güzel şekilde uyarak onur, vakar ve saygınlık kazanmış olurlar. Böyle bir insanın tüm tavırlarından, konuşmalarından, hareketlerinden, yüzündeki ifadeden, bakışlarından, gülüşünden ne kadar iffetli ve vakarlı bir kimse olduğunu anlayabilmek mümkündür. İffetli bir kadının doğal bir asaleti, insani bir heybeti ve güvenilir bir kişiliği vardır. Nitekim Allah yukarıdaki ayette de, müminlerin bu özellikleriyle 'tanındıklarına' dikkat çekmiştir. Kuran'ın bir başka ayetinde ise "... Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir..." (Fetih Suresi, 29) ifadesiyle, Allah müminlerin yüzlerinden tanındıklarına dikkat çekmiştir.